Ergenlik, çocukluktan çıktıktan sonra yetişkin bir insan olmadan önce bir kimlik kazanma dönemidir. Ergenliği,
insanın içinde fırtınaların koptuğu, sosyal, psikolojik, fiziksel değişimlerin bir arada yaşandığı, çocuklukla erişkinlik arasında yer alan, hızlı bir büyüme, gelişme ve olgunlaşmanın olduğu, gelecekteki yaşantıyı belirleyen dönem olarak tanımlayabiliriz.
ERGENLİKTE DUYGUSAL GELİŞİM
Ergenliğin başlarındaki büyümenin hızlı oluşu ve cinsel gelişim, ergenin hem duygularında hem de davranış ve tutumlarında belirgin farklılıklar sergilemesine neden olur. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Duyguların Yoğunluğunda Artış
Buluğdan başlayarak ergenin duygularının yoğunluğunda artma olur. Üzüntü, sevinç, öfke, korku gibi duygularını ifade ederken bu yoğunluk göze çarpar. Artan duygululuk ve coşku hali ergende duygularını dışa vurma ve ifade etme ihtiyacını doğurur. Olumsuz duygular el kol hareketleri, yüz ifadesi ve bağırma gibi sözlü ve sözsüz davranışlarla dışa vurulurken; heyecan, coşku ve karşı cinse yönelik duygular şiir veya öykü yazma, hatıra defteri tutma aracılığı ile kağıda yansıtılır.
Aşık Olma
Karşı cinse yönelik ilgiler buluğ öncesinde başlar. Ergenlikte cinsel içerikli beğenme ve beğenilme arzusu bireye heyecan veren bir duygudur. Cinsler arasındaki yakınlaşma eğilimi, ergenliğin başlarında daha çok grupta bir arada olma isteği taşırken sonraları karşı cinsten belirli bireylere yönelmiş romantik duygular ortaya çıkar.
Mahcubiyet ve Çekingenlik
Buluğ öncesinden başlayan ve buluğda da devam eden bir durumdur. Adeta vücutlarını saklamak isterler. Bu tavrın, vücutlarında meydana gelen farklı zaman ve hızlardaki değişiklikleri saklamak veya kendi vücutlarını meraklı gözlerden saklama amacı taşıdığı düşünülebilir.
Aşırı Hayal Kurma
Biyolojik-cinsel gelişme, duygululuktaki artış ve zihinsel gelişme, ergenlerin akıllarından geçirdikleri yoğunluğunu ve niteliğini de değiştirir. Ergen, hayal kurma yolu ile arzularını düşüncelerine yansıtır. Hayal konusu geleceğe yönelik tasarılar olabileceği gibi, gerçekleşmesini isteyebileceği herhangi bir isteği de olabilir. Hayalin içeriği genellikle karşı cinse yöneliktir.
Tedirgin ve Huzursuz Olma
Bu duygu ergenin karşı karşıya kaldığı stres uyarılarının etkisine göre ve uyaranları algılayış biçimine göre değişmektedir. Meydana gelen değişikliklere alışma çabalarının yanı sıra, akranları ve yetişkinlerle olan sosyal ilişkilerdeki aksamalar veya bu isteğin engellenmesi de huzursuzluk yaratabilir.
Yalnız Kalma İsteği
Buluğdaki bir kız veya erkek zaman zaman başkalarından uzaklaşmak, kendisi ile baş başa kalmak istiyor gibidir.
Çalışmaya Karşı İsteksizlik
Hızlı büyümenin olduğu bu dönemde ergenin bir miktar durgun ve atıl olduğu, adeta hareket etmeye üşendiği zamanlar vardır. Çalışmaya daha az isteklidir. Vücut enerjisini adeta büyümeye harcıyor gibidir.
Çabuk Heyecanlanma
Ergen yeni durumlarla karşılaştığında, bu kendisi için alışık olmadığı bir durumsa heyecanlanıp korkabilir. Heyecan dengesi tam oluşmadığı için duygularının kontrolü zordur. Çoğu ergen heyecan verici durumlar karşısında kolayca kızabilir.
Kızma ergende korku yaratan istenmedik bir durumdur. Sadece bu korku tek başına ergeni heyecanlandırıp kaygısını artırabilir. Ergen bu durumda kendisinin başkaları tarafından aciz, güvensiz ve korkak gibi algılanabileceğini düşünür ve bu izlenimi bırakmaktan dolayı üzüntü duyar. Heyecanların kontrolü öğrenme ile kazanılır veya olgunlaştıkça belirli durumlar karşısında gösterilen duygusal tepkilerde dengelilik artar. Ergenlik döneminde en sık rastlanan heyecan biçimleri; korku, endişe, duygusal kırılganlıklar, öfke ve ruhsal zorlanmalardır.
ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Büyüme ve değişim evresidir. Yeni arayışlar içinde olduğu bir çağdır. Kendini aramaktadır. Kendi kişiliğine çeki düzen vermeye çalışır. Cinsel uyanışla birlikte yeni ruhsal özellikler ve davranışlar kendini gösterir. Zor beğenen ve çabuk tepki gösteren bir genç olur. Duyguları hızlı bir iniş çıkış gösterir. Çabuk sevinir çabuk üzülür, çabuk sinirlenir. Olur olmaz şeyleri sorun yapar. Tepkileri önceden kestirilemez olur.
Derslere ilgisi azalmış, çalışma düzeni bozulmuştur. İstekleri artmıştır. Kendisine tanınan hakları yetersiz bulur. Ana-babanın uyarılarına birden tepki gösterir, ters yanıtlar verir. Bağımsızlık çağıdır. Evde pek durmak istemez. Dönüş saatine aldırmaz. Gece dışarı çıkmak ister. Ana-babasını eleştirir. Öğütlerle davranışlar arasındaki tutarsızlığı yüze vurur. Ana-babasının hoşuna gitmeyecek davranışlarda bulunur. Ana-babasına karşı çıkmış olmak için karşı çıkar. Saçma olsa da bazı fikirleri savunmaktan zevk alır. Dağınık ve savruk olur. Sık sık bir şeyler devirip kırar, sakardır. Oburlaşır, durmadan bir şeyler atıştırır. Kendisini arkadaşlarıyla karşılaştırır, gruplaşmalar olur.
Ana-babasından değişik olma çabası onu boşluğa itmiştir. Bu boşluğu arkadaşlarıyla doldurmak ister. Argo konuşur, kendine dert ortağı ve sırdaş seçer. Hayranlık ve tutkuların bol olduğu dönemdir. İlgileri artmış, gelgeç hevesleri çoğalmıştır. İdealler geliştirir, kendilerine bir rol model seçer (öğretmen, sporcu, bir şarkıcı gibi).
Grup dışına itilmemek için kendisine aykırı davranışlarda bulunur.
Kahramanlarına benzemek ister. Odasına, eşyalarına, duvarlara astığı renkli resimlere ve posterlere karışılmasını istemez. Gürültülü müziğe bayılır. Arkadaşlarıyla gizli konuşmaları ve fısıldaşmaları olur. Resimlerini, posterlerini asar. Odası varsa saatlerce odasına kapanır, hatta kapısını kilitli tutmaya özen gösterir. Günlük tutmaya başlar. Şiir ve öykü yazmaya özenir. Toplumsal olaylara ve politikaya ilgi artar. Kulaktan dolma ya da ödünç alınmış düşünceler savunulur. Büyüklerle tartışmaya girişir. Özet düşüncelere sahip olur. Gizliliğe önem verir. Kendinden habersiz, yazdıklarının okunmasına büyük tepkiler gösterir. Hayran olduğu kişilere fanatiklik derecesinde bağlanır.
SOSYAL GELİŞİM
Çocuk bedeni gelişirken, çocuksu davranışlar yerini daha olgun tutum ve davranışlara bırakır. Çevreden gelen etkiler ve baskılarla ergen çocuksu davranışlarını bırakacak, yetişkinlere yaraşır davranışlara adım atacaktır. Çabuk kurulan ve bozulan ilişkiler, kolay etkilenme, toplum içinde sivrilme, ilgi çekme, rol sahibi olma çabası içindedir. Toplumda saygınlık kazanmaya ve statü sahibi olmaya gereksinim duyar.
Ailede Sosyal Gelişim
Ergenlik; kişinin kimlik, kişilik oluşturmaya başladığı ve aileden bağımsız olma düşüncesinin kazanıldığı dönemdir. Aile ilişkilerinde; kendine yöneltilen eleştirileri kabul etmez, ailesinin en ufak eleştirilerine büyük tepkiler verir.
Aile İlişkilerinde;
Keskin birer gözlemcidir. Acımasız birer eleştirmen olur. Ana-babasının düşüncelerini eskimiş bulur. Anne-babanın mükemmel olmadığını görür, hiçbir şeyi beğenmez, sürekli şikayet edecek bir şeyler bulur. Eve istediği zaman girip çıkmak ister. Ev dışında daha fazla vakit geçirir. Boş vermişlik içine girer. Ana-babasının beğenileriyle alay eder. Anne-babaya karşı olan olumlu duygularını daha az göstermeye başlar. Aileyle fikirsel olarak çatışır. Geç saatlere kadar oturma isteği vardır. Hem insanlardan kaçar, yalnızlığı sever hem de büyük bir istekle toplum içine girmek ister.
Arkadaşlık İlişkileri
Arkadaşlarının kendisi için ne düşündüğü çok önemlidir. Kendi aralarında arkadaş grupları vardır. İlgilerini ve giyim tarzını arkadaş grubuna göre ayarlar. Aynı cinsiyetteki yakın arkadaşlarla birlikte olmak ister. Erkekler kendi aralarında cinsellik ve kızlar hakkında daha fazla konuşurlar. Kızların grupları daha küçüktür, ancak ilişkiler daha sıkıdır. Aile içinde geçimsizlik ya da şiddet varsa, ergenler arkadaş grupları yerine çeteleşmeye yönelirler. Ergenliğin ortalarına doğru karşı cinse olan ilgi artar. Ergen, karşı cinsin dikkatini çekmek için dış görünüşüne dikkat eder. En sevdiği arkadaşı başka biriyle arkadaşlık ederse kırılır.
Bir yandan başarılı olmak, beğenilmek ister. Diğer yandan başarılı olduğunda arkadaşları arasında alay edileceği endişesine kapılır. Onura ve başarıya paradan çok değer verir.
Bir an bile düşünmeden kendini ortaya atabilir. Bir lidere bağlanabilir, bir yandan da bütün liderlere ve yetişkinlere karşı çıkar. Bağımlı olabilir. Düşüncelerinin ve değerlerinin önemsenmesini ister. “Kimse beni anlamıyor” düşüncesi yaygındır. Eli açık ve iyilik severdir. Çabuk güvenir ve bağlanır.
DUYGUSAL ve RUHSAL GELİŞİM SÜRECİNE DİKKAT
Kızlar erkeklere göre daha belirsiz ve silik özellikler taşırlar. Yaşça büyük erkeklere ilgi duyarlar. Çünkü erken gelişmiş ve olgunlaşmışlardır. Romantik aşkla ilgilidirler.
Konuşkandırlar fakat bu iletişim kurmaya yönelik değildir. Olur olmaz şeylere gülme eğilimindedirler. Ayna karşısında daha fazla zaman harcarlar. Karşıtlıkları ve dengesizlikleri vardır. Kendini tanıma yolunda büyük bir çaba harcamak zorunda kalırlar. “Bağımsız beni” ortaya koyma çabasındadırlar. Çok kısa aralıklarla aşırı hareketli ve aşırı durgun olabilirler. Arkadaşlar arasında adı geçen ya da benzemek istediği kişilerin üzerinde görülen giysiler ve markalar öne çıkar. İlgi duydukları konular ve nesnelere ilişkin aşırı dikkat ve titizlik söz konusudur. Kendine güven ve güvensizlik çatışmaları yaşarlar. Son derece hassas ve kırılgan olurlar. Saldırgandır, gürültücüdür, çok değişkendirler. İstekleri gelip geçicidir. Son derece bencil ve fedakâr olabilirler.
ERGENLİK DÖNEMİNİN BAZI KAYGILARI ŞUNLARDIR
Güzel ya da yakışıklı olmamak. Çok uzun ya da çok kısa olmak. Çok zayıf ya da çok şişman olmak. Cinsel gelişme kaygıları. Kendini aşağı görmek. Kendine güveni olmamak. Olayları çok ciddiye almak. Çok hayal kurmak. Özel konuları anne-baba ile konuşamamak. Çocuk yerine konmak. Anne-babaya karşılık vermek. Özgürlüğünün çok az olması. Anne-babayı arkadaş gibi görmeme. Anne-babanın kendisinden çok şey beklemesi. Anne-babanın arkadaş seçimine karışması. Cinsel konuları ve sorunları anne-baba ile konuşamamak. Eve belli saatlerde dönmek zorunda olmak. Yeterli harçlık alamamak. Topluluk içinde yanlış anlaşılmak. Daha çok popüler olmayı istemek. Yeni arkadaşlıklar kuramamak. Karşı cinsten bir arkadaşı olmamak. Söz ve yazı ile kendini iyi ifade edememek. Sınav ve zayıf not alma kaygısı. Sınıf ve topluluk önünde konuşma korkusu.
ANNE BABA OLARAKERGENE NASIL YAKLAŞMALIYIZ?
Anne-baba olarak temel görevimiz, çocuklarımızı bağımsız, verimli ve sorumlu bir şekilde yaşayabilecek duruma getirmek olmalıdır. Ailelerin; ergenlik dönemi ile baş etme hazırlıklarına erken başlaması, çocukları ve kendileri için en iyi yoldur. Bebeklik döneminden itibaren sağlıklı, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı, tutarlı ilişkiyle yetişen gençlerde ergenlik daha rahat yaşanır. Çocuğun doğumundan itibaren ilişkiye zaman ayrılması sağlıklı iletişim için önemlidir. Bu konularda önceden bilgi sahibi olma, tıpkı aşı gibi koruyucu ve rahatlatıcı olur. Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanın uzun olmasına değil, nitelikli olmasına özen gösterin. Onunla sadece problemler ortaya çıktığında değil, her şey iyiyken konuşun; onu ve iç dünyasını tanımaya çalışın. Onun duygularına ve düşüncelerine saygı gösterin ve bunları ifade etmesine izin verin. O belki “sizin” çocuğunuz olabilir, ancak sizden çok farklı düşüncelere ve duygulara sahip olması da normaldir.
Çocuğunuza mümkün olabildiğince inisiyatif ve özgürlük alanları tanıyın. Özellikle saç biçimi ya da kıyafet seçimleri gibi daha basit konularda, bırakın seçimlerini kendisi yapsın.
Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın ve birlikteyken neler yaptıklarını öğrenin. Bu konuda ihmalkâr olmamaya çalışın… Unutmayın ki, çocuğunuzla ilişkiniz sağlam temellere sahipse, zaten açık ve samimi bir iletişim diliniz bulunuyorsa, bu bilgilere sahip olmanız da kolay olacaktır. İyi bir dinleyici olun ve çocuğunuz size bir şeyler anlattığında ona her defasında nasihat vermeyin. Çocuklar da yetişkinler gibi, bazen sadece güvendikleri birisinin onları dinlemesini bekler.
Çocuğunuz da fikirlerini, düşüncelerini ve duygularını açıkça ifade edebilsin. Siz de ebeveyn olarak duygularınızı, beklentilerinizi ve kabul sınırlarınızı ifade edin ve uzlaşma zemini bulmayı hedefleyin.
Sorunlara Yaklaşma Biçimimiz
Sorunlara ortaklaşa yaklaşınız. Diyalog kurmada istekli olunuz. Diyaloğu ilk siz başlatmaya çalışın. Objektif olun. Ergenin gözüyle görmeye çalışın. “Ben senin yaşındayken” diye başlayan ve kendinizi öven konuşma biçiminden sakınmalısınız. Gerçekçi olmaya özel çaba sarf ediniz. Genç için yetişkinleri kendi yaşlarında ve sürekli çalışkan, başarılı, düşünceli, saygılı, anlayışlı, çok sevilen bir kişi olarak düşünmek oldukça zordur.
Disiplin Uygularken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Sınırları ve özgürlükleri hakkında çocuğunuza bilgi verin. Yaşlarına uygun yeteri kadar özgürlük sağlamak, gelişmelerini olumlu yönde destekleyecektir. Onlara nefes alma imkânı tanıyın. Severken boğmayın.
Denetlerken Aşırıya Gitmemek
Sürekli denetim altında tutmayın. Bunu isteseniz de başaramazsınız. Kendisine güvendiğinizi samimi olarak ve davranışlarınızla gösteriniz. Yapacağı yanlış bir davranışın, her şeyden önce kendi kişiliğine saygısızlık olacağı konusunu işleyiniz. Otokontrolün gelişmesi için ailede ve toplumda bazı sorumluluklar verin.
Görüş Almak Neden Önemli?
Ailede herhangi bir sorun olduğunda gencin de görüşlerini alınız. Onu; aile içi sevinçlerden ve üzüntülerden ne kadar soyutlarsanız o kadar yetişkinlikten uzaklaştırırsınız.
Sevgimizi Nasıl Göstermeliyiz?
Anlamı bilinen ve yerinde kullanılan “sevgi ilacı” gerçekten birçok sorunun çözümünde çok etkilidir. Sevginizi gizlemeyin. “İçinden sevmek” şeklinde bir sevgi türü yoktur. Sevgi saydam olmalıdır. Sevginizi gösterirken ön şartlı ve koşullu yaklaşmayın. Sevgi ekmek, su ve hava gibi temel ihtiyaçlardan birisidir. Sevginin en anlamlı ifadelerinden birisi hoşgörüdür. Gencin kendisini tanıyıp yeteneklerini geliştirmesine yardım eder.
İletişimin Altın Kuralı Nedir?
Çocuklar ve gençler sizin söylediklerinize değil, yaptıklarınıza dikkat eder. Bu açıdan kuru kuruya nasihat eden bir anlayışı benimsemeyin. Onu duyun, dinleyin, ne dediğini anlamaya çalışın. Mutsuz ve üzgün olduklarında bile, sizlerle konuşmalarını yüreklendirecek ilişki tarzı geliştirin. Özel hayatına kesinlikle saygı gösteriniz. Örneğin, kapısını vurmadan odasına girmeyiniz. Günlüğünü okumayın. Ona gelen bir mektubu açmayın. Ondan kesinlikle mükemmel olmasını beklemeyiniz. Ufak tefek hataları görmezden geliniz. Onu iyi komşu çocukları ile kıyaslamayınız.Tenkitte cömert olduğunuz kadar övgüde ve takdirde de cömert olunuz. Gence bir davranışı öğretmenin en iyi yolu ondan beklediklerimizi ona vermektir. Kesin ama adil olun. Onların haklarına saygılı olmayı onların bize saygısından önde tutmalıyız. Ona çok kızdığınızda hemen bağırıp cezalandırmayın. Rahatlayın. Bir şekilde enerji harcayın, çünkü enerji harcamak içimizdeki duyguları atmaya yardım eder. Olaylar henüz sıcakken doğru düşünemeyebiliriz. Yetişkinler bile bir problemle karşılaştığında sağduyulu ve sakin davranmakta zorlanırlar. Bizim yapamadıklarımızı ergenden beklememeliyiz.
kaynak
Psikolojik Danışman: HAKAN İNAN
Uzm. Psk. İlknur YILMAZ
http://www.gonuldergisi.com/ergen-psikolojisi-ve-anne-babnin-yaklasimi-sedat-ertekin.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder