En çok konuşan kişi, en çok öğrenmeye meyilli olan kişidir. Peki, sınıfınızdaki öğretmen/öğrenci konuşma oranı nedir? Eğer kendinizi öğrencilerinizden daha fazla konuşurken buluyorsanız, öğrencilerinizi bu konuda güçlendirmenin ve böylece öğrenmeye daha fazla katılmalarını sağlamanın yollarını arayın ve deneyin.
2). Sınıfınızın öğrenme ortamını ne sıklıkta değiştiriyorsunuz?
3). Sınıfınızda neyin uygun ve önemli olduğuna kim karar veriyor?
Sizin uygun ve önemli olduğunu düşündüğünüz şey, öğrencilerinizin uygun ve önemli olduğunu düşündükleri şeyle tam olarak uyuşmuyor olabilir. Eğer bizler, eğitimciler olarak öğrencilere sürekli neyi nasıl öğrenmeleri gerektiğini söylüyorsak, o zaman eğitim sürecinin en önemli parçalarını konu dışı bırakıyoruz demektir: Öğrencinin fikri ve öğrencinin seçimi. Öğrencilerin fikirlerinin ve ilgilerinin değer gördüğü ve teşvik edildiği bir öğrenme kültürünü benimseyin. Öğrenci katılımının ve tutkunun tavan yaptığını göreceksiniz.
4). Sınıfınızda hareket etmeye ne sıklıkta yer veriyorsunuz?
Fiziksel hareketin beyin aktivitesi ve beyin sağlığı üzerinde inanılmaz bir etkisi olduğu artık bilimsel bir gerçek. Ama yine de sınıflarımızda genellikle öğrencilerin uysal olmaları ve sessiz ve düzgün bir şekilde sıralarında oturmaları ödüllendiriliyor ve teşvik ediliyor. Kısa yürüyüşler yapmak ve fiziksel aktivite molaları vermek için sınıfınızın zaman zaman biraz temiz hava almasına izin verin. Şöyle düşünün… 50 dakikalık bir süre içinde, öğrencilerinizin yaklaşık ilk 20 dakika sonunda beyin aktiviteleri yavaşlamaya başlayacak ve sonraki 30 dakika beyinlerinin en az aktif olduğu süre olacak. 20 dakika sonra 10 dakikalık bir hareket molası verin ve böylece beyinlerinin çok aktif olduğu bir 20 dakika daha kazanın. Bu da toplamda 40 dakikalık bir öğrenme süresi olacaktır. 20 dakika ile kıyaslayınca çok daha iyi bir sonuç.
5). Sınıfınız, öğrencilerinizin sınıfa girerken sahip oldukları hayallere ve umutlara karşılık veriyor mu?
Öğrenciler okullarımıza büyük hayaller ve umutlarla gelirler. Yaptığımız şeylerin onların hayallerine ve umutlarına karşılık vermesini sağlamak bizim görevimizdir. Bu kesinlikle kolay bir iş değildir. Ama emin olun, o hayalleri yıkmaktan ya da o umudu söndürmekten sorumlu eğitimci olmayı asla istemezsiniz.
Kaynak:
http://www.justintarte.com/2014/08/5-questions-every-teacher-should-ask.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder